19 Mart 2012 Pazartesi

Bahar, çiçekler, futbol falan...

Neye benzediğini bir türlü çözemediğim cemre düşmüş.Nereye düştüğü ya da neye benzediği konusunda en ufak bir malumatım yok.Yıllardır peşindeyim, bir gün yakalarsam ağzını burnunu dağıtmayı planlıyorum.Neyse efendim bahar geldi en sonunda...Beresi de, atkısı da yerin dibine batsın diye diye 2 aydır ağlıyorum.Normal kadınlar bahara ilişkin planlar yapadursun ben sabahtan beri internette Galatasaray-Sivasspor maçı için bilet kovalmaktayım.Hayır birilerine jest olsun diye değil, bizzat kendim için.Bildiğin fanatiğim ben, artık dört gözle evlenmemi bekleyen ailemin ellerinden kayıp gidiyorum.İleride doğacak çocuklarımın rızkını maçlarda,birahanelerde yiyip bitiriyorum.Mutsuz muyum peki? Hayır.İleride pişman olmak gibi bir ihtimalim var mı? Asla.Fanatizm güzel bir şey.Aşırıya kaçmadan, başkalarının özgürlüklerini kısıtlamadan.İngiliz futbol mantığı gereğince aslında Fenerbahçe'li olması için gereken bütün zemin halihazırda oluşturulmuş bir Galatasaraylıyım ben...Nasıl mı?
Madde 1:Fenerbahçeli bir baba ki kızlar babalarına hayrandır.
Madde 2:Futbol taraftarlığını aptallık olarak gören bir anne yani çocuğunun tutacağı takım konusunda etkisiz bir eleman.
Madde 3:Fanatik Fenerbahçe'li bir teyze ki teyze anne yarısıdır ama beni teyzem büyüttüğü için yarıdan biraz daha fazla kendisi.
Madde 4:Doğum Yeri-Kadıköy
Madde 5:Doğduğundan beri ikamet ettiği yer-Kadıköy
Tüm bunlar bana sökmemiş olacak ki Galatasaray'lı olmuşum.Pişman mıyım?Asla.Ama Galatasaray'lı olmayı nasıl tercih ettim, inanın hatırlamıyorum.Neyse böyle güzel hayat, bahar, çiçekler, vapurlar, futbol falan.
Geçen kadın fanatikler bayrağını benimle birlikte göndere çeken kuzenimle derbiyi izledik, Taksim'de bir barda.Son dakika direkte patlayan şut nedeniyle galibiyet kaçınca haliyle gerildi sinirler, moraller az biraz bozuldu.En nihayetinde beraberlikle beraber normal lig şampiyonluğumuzu ilan ettiğimiz için sevindik tabi ama bu Fenerbahçe'li kardeşlerimiz tarafından "beraberliğe sevindiler" gibi algılandı.Neyse olur böyle şeyler.Ben nasıl Alex'in golünden sonra aklımı sıçrattıysam, onlar da 90+4 de içlerine kaçtılar.Ben o bakışlarda bunu gördüm.Maçın bitiminden sonra kakara kikiri evin yolunu tutarken, takriben saat 11 civarında, yaşlıca bir çift bize "yenemedik şu Galatsaray'ı" gibi bir laf attı.Kafamı çevirdiğimde çiftimizden erkek olanı gülümseyerek "ben sizden daha uzun yıllardır Galatasaraylıyım" çocuklar diyerek esprisini izahat etme gereği duydu.Dayının bu çıkışını anlayamadım, Galatasaray'lı olduğunu belirtmesi yeterliydi oysa ki, zira 40 yaşından sonra takım tutmaya başlasa bile yaşı gereği zaten bizden uzun bir taraftarlık geçmişi var.Adam 100 yaşında bile olabilir.Konuşmalarından, karısının "bizim Fenerbahçe'li ahbaplarımız var" açıklamasından eğitimli oldukları belli çiftimizin.Hatta Galatasaray'ı onlar bile kurmuş olabilirler.Kuzen, ben de ileride ahbap edineceğim diye hayal kurarken ben de metronun o merdivenlerinde korkunç bir gelecek tezahürü yarattım; o çiftimizin yaşına gelmişim ve Fenerbahçe'yi hala evinde yenememişiz.Yürüyen merdivenlerin sonunda rüzgar yüzüme vurunca geldim kendime..."Ne oldu?" dedi kuzenim, dedim "Baroş'un şutu direkten dönmeseydi, iyi olurdu."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder